TOURISM EXCLUSIVE
KOVİD -19 İle en fazla etkilenen 65 yaş grubu yaşlıların; sağlık, sosyal, psikolojik, kültürel ve manevi alanlarda üretken, pozitif, başarılı, aktif ve sağlıklı yaşlanma alanlarında sorunlar, beklentiler ve çözüm önerileri için "Evde Sağlıklı Kal" projesi kapsamında gerçekleştirilecektir.
Proje ile yaşlıların topluma dahil edilmesi, yerel yönetimlerde Yaşlılar Meclisi kurularak sorunlar ve çözüm önerilerine etkin katılımları, onların bilgeliği, sevgisi, kuşaklararası dayanışma ve güçlüklere karşı dirayetleri ile bu zor zamanların üstesinden gelinecek ve hem de toplumsal dayanışma ve kalkınma güçlenecektir. Yaşlıların aktif hayata dahil edilmeleri ile aktif, sağlıklı, sosyal, başarılı, üretken ve pozitif yaşlanma stratejileri yerel, bölgesel ve ulusal ve uluslararası olarak geliştirilmelidir.
Avrupa Göçmen Yaşlılar Federasyonu (ERFEM) Başkanı Gerontolog Dr.Kemal Aydın, Evde Sağlıklı Kal Projesi aynı zamanda göçün 60.yılında Avrupa'da yaşlanan Müslümanlara yönelik programların da geliştirileceği 3.YAŞ TV ve 3.YAŞ ÜNİVERSİTESİ için devlet ve ilgili tüm kurum ve kuruluşların desteği ile sosyal sorumluluk projesi olarak hayata geçirileceğini belirtti.
COVID 19 sürecinde ve sonrasında toplum temelli sağlık ve sosyal hizmetler, evde sağlık ve bakım, gündüz bakımı, telesağlık ve telebakım, dijital hastane ve uzun süreli bakım sigortası ve yaşlılık fonu çalışmaları hızlandırılmalıdır.
İstanbul Deklarasyonu ile yüzyıllar boyu kültürler ve dinler arasındaki toleransı ve uygulamayı daha da geliştiren, doğu ile batı, zenginle yoksul, gelişmiş ve gelişmekte olan dünya ile doğal ve tarihi köprü vazifesi gören ve yüzyıllar boyu bu değerlerle beslenen Türkiye nüfus yaşlanması konusunda küresel lider olarak merkez rol oynayacak ideal bir ülkedir.
Dünya Yaşlanma Zirvesi ve Uluslar arası Bakım Kongresi İstanbul 2005 katılımcıları, Dünya Yaşlanma Konseyi, Uluslar arası Gerontoloji Birliği’nin ve Dünya Sağlık Örgütü ve Küresel Yaşlanma Girişim Grubu Türkiye’yi, yaşlanma konusunun tüm aşamalarında, uluslar arası toplumun lideri yapma çağrısını onaylamışlardır.
İstanbul Deklarasyonu gereği Türkiye liderliğinde Birleşmiş Milletler Dünya Yaşlanma Kurultayı ve Yaşlı Hakları Konvensiyonu toplanmalı ve Dünya Yaşlanma Teşkilatı ve Fonu acilen oluşturulmalıdır.
Dünya Yaşlanma Konseyi Kurucusu ve Başkanı Gerontolog Dr.Kemal AYDIN Deklarasyonun 15.Yılı hazırlıkları kapsamında Dünya Yaşlanma Forumuorganize çalışmalarını üst düzey politika, kamu, akademi, özel sektör, medya, sivil toplum kuruluşları, halk ve kanaat önderlerinin katılımı ile gerçekleştireceklerini belirtti.
Gerontolog Dr.Kemal Aydın, dünyaya örnek bir proje ile 2020 -2030 Yılları arasında gerçekleştirilecek "Uluslararası Sağlıklı Yaşlanma ve Kıtalar arası Dayanışma On Yılı" projesi, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığında "Yaşlı Dostu Türkiye: Her Yaşta Yaşanabilir Ülke” olmak için stratejik vizyon belgesinin hazırlıklarının devam ettiğini bildirdi.
İstanbul Küresel Yaşlanma ve Bakım Deklarasyonunun 15.Yılı olan 2020 Yılında “Dünya Yaşlanma Zirvesi” Türkiye’de toplanacak. “Her Yaşta Yaşanabilir Türkiye 2020 -2030 Vizyonu” tanıtımı KOVİD -19 ile mücadele sürecinde ülkemizin başarısı ile ortam düzeldiğinde gerçekleştirilecektir.
2005 Dünya Yaşlanma Zirvesi ve Uluslararası Bakım Kongresi, 02-08 Mayıs 2005 tarihlerinde dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Himayelerinde İstanbul'da 50 ülkeden 1000 kişinin katılımı ile gerçekleştirilmişti. Kongre sonunda yayınlanan İstanbul Küresel Yaşlanma ve Bakım Deklarasyonunu katılımcıların görüş birliği ile kabul etmişlerdir. İstanbul Deklarasyonu 2005 yılı Haziran ayında Brezilya'da gerçekleştirilen Dünya Gerontolojıve Geriatri Kongresinde tüm dünya ülkelerine tanıtılmıştır.
Nüfus yaşlanması 21. asrın en önemli demografik trendidir. Bütün dünyada insanlar daha uzun yaşamakta (yaşlı sayısı çoğalmakta) ve fertilite oranı azalmaktadır. Bunun sonucu olarak genç yaşlardaki insan sayısı azalırken, yaşlanan insan sayısı artmaktadır. Nüfus yaşlanması, sağlıktan sosyal güvenliğe, çevre ile ilgili konulardan eğitime, iş olanaklarına, eğlence endüstrisine ve aile hayatına kadar toplumun bütün yönlerini etkilemektedir. Zengin ülkelerin nüfusu yaşlanmış ve daha da yaşlanmakta fakat Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin yaşlanma durumu ve hızı henüz öncelik arz edecek kadar önem verilmemiş bir konudur.
Bu noktadan hareketle 02- 08 Mayıs 2005 İstanbul, Dünya Yaşlanma Zirvesi ve Uluslararası Bakım Kongresi katılımcıları aşağıdaki konuları görüş birliği ile kabul etmişlerdir.
Yaşlanma, gelişim gündeminin en önemli parçasıdır. 2015 yılına kadar bütün dünyada yoksulluğun azaltılması isteniyorsa yaşlanma konusunun milenyum gelişme hedeflerine dahil edilmesi için çaba harcanmalıdır.
Yaşlı populasyonun büyük çoğunluğu ailelerine, toplumlarına ve ekonomilerine kaynak oluşturmaktadır. Bütün ülkelerde bunların katkıları çok önemli olmakla beraber pek fark edilememektedir. Aslında yaşlılar bir yük olmaktan çok bulundukları ortama bir çok katkı sağlayan insanlardır.
Bazı incinebilir, özellikle de çok yaşlı, düşkün, yoksul, dul, özürlü ve yalnız olan yaşlıların kültür ve cinsiyete duyarlı sosyal güvenlik sistemleri tarafından korunma altına alınmaları gerekmektedir.
Sağlıklı yaşlanmayı hayat boyunca en güvenli biçimde sürdürmek ve garanti altına almak için yaşlı hayatında en iyi sigorta sağlıktır.
Sağlık ve sosyal hizmetler birlikte yürütülmelidir.Temel sağlık sektörü yaşlılara toplum merkezli hizmetleri sunacak ideal bir yaklaşım olarak görülmelidir.
İç ve dış göç, yaşlıların kendi doğdukları yerlerden uzaklaşmalarına ve riske maruz kalmalarına yol açmaktadır.
Yaşlılıkla ilgili politikalar ayrımcı olmayan ve sosyal sisteme dahil edilerek etkin ve üretken yaşlanmayı sağlamalıdır; yaşlı kimselerin yalnızca ihtiyaçlarının değil haklarının da olduğu unutulmamalıdır.
Geleceğin tüm profesyonelleri (doktorlar, hemşireler, avukatlar, mimarlar, öğretmenler, ev ekonomistleri, fizyoterapistler, beden eğitimi çalıştırıcıları, sosyal hizmetler uzmanları vs.) yaşlılığın çok yönlülüğü ile etkin olarak uğraşmak için uygun eğitim almalıdır.
Nüfus yaşlanmasıyla birlikte uygun bakımın daha çok önem kazandığı hayatın son aşamalarında itibarlı, saygın, kaliteli yaşam ilkeleri unutulmaması gereken etik uygulamalardır
Tüm toplumlarda aile, bakıma muhtaç yaşlı kimseleri destekleyen en önemli kaynaktır ve ailede bakımı sağlayanlar böyle bir temel rol oynamada desteklenmeli ve bu böyle kabul edilmelidir.
Hayatın hiçbir safhasında yaşlının hakları ayrıma tabii tutulmamalıdır.