TOURISM EXCLUSIVE
Geçtiğimiz yıl istavrit ve hamsinin ağırlıklı olduğu denizlerde bu yıl bol miktarda palamut bekleniyor. Ahmet Tuncay Sagun, “Hopa’dan İğneada’ya kadar Karadeniz palamut dolu.” Türkiye’de yılda 6-8 kilogram arası balık tüketilirken, AB ülkelerinde bu rakam ortalama 24, ABD’de 28, Japonya’da ise 75 kilogram seviyesinde. Sagun, “Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizdeki tüketimi artırmak zorundayız. Pandemi sağlıklı gıdanın önemini hatırlattı. Bu yıl balığın bol olması sayesinde tüketimin artacağını ümit ediyorum” dedi. Sagun, Libya ile Türkiye arasında imzalanan anlaşmanın Akdeniz’de Orkinos avcılığında da Türkiye’ye avantaj sağlayacağını vurguladı.
Geçtiğimiz yıl ihracatta 1 milyar dolarlık sınırı aşarak moral bulan su ürünleri sektörü 1 eylülde başlayan denizlerde avlanma sezonuna umutlu başladı. Bu yıl bol balık olacağını ve tezgahların dolacağını öne süren TİM Sektörler Konseyi Üyesi ve İstanbul Su Ürünleri ve Hayvansal Mamuller İhracatçıları Birliği (İSHİB) Başkan Vekili Ahmet Tuncay Sagun, bu yılın gözdesinin ise palamut olacağını söyledi. Sagun, “Geçtiğimiz yıl istavrit ve hamsi ağırlıktaydı. Bu yıl ise denizlerden bol miktarda palamut bekliyoruz. Hem de görülmemiş bir şekilde palamut olacak. Hopa’dan İğneada’ya kadar Karadeniz palamut dolu” dedi.
Sektörün sahip olduğu teknik altyapı, insan gücü, bilgi birikimi ve tecrübe ile dünyanın kıskanacağı imkan ve potansiyele sahip olduğunu da aktaran Sagun, “TÜİK verilerine göre de Türk su ürünleri sektörü 57 bin kişiye doğrudan olmak üzere 350 bini aşkın insana istihdam sağlıyor. Biz dünyaya balık satıyoruz ancak yıllık kişi başına balık tüketimimiz hala 6-8 kilogram arasında. Bu rakam Avrupa Birliği’nde ortalama 24, ABD’de 28, Japonya’da ise 75 kilogram seviyesinde.” diye konuştu.
Pandemi nedeniyle ilk başlarda dünya da ticaretin durma noktasına geldiğini, bunun su ürünleri ihracatına da olumsuz yansıdığını belirten Ahmet Tuncay Sagun, buna rağmen pandeminin sağlıklı besinin ve tabii ki balığın önemini daha da artırdığını vurguladı. Sagun, “Ülkemizde ve dünya genelinde uçuşların iptal edilmesi, otel ve restoranların uzun süre kapalı kalması, ilk aylarda talebin ihracatımıza yansımasını yavaşlattı. Öte yandan alınan tedbirler ve normalleşme ile birlikte temmuz ayından itibaren ihracatımız Koronavirüs salgınına rağmen yüzde 3,36 oranında artarak 87 milyon dolardan 89 milyon dolara ulaştı. Ocak-Temmuz döneminde ise pandeminin olumsuz neticesi sonucu ihracatımız yüzde 10,4 azalarak 605 milyon dolardan 548 milyon dolara geriledi. Son 12 aylık ihracatımız ise yüzde 4,27 oranında azalarak 997 milyon dolardan 956 milyon dolara indi. Temmuz ayında başlayan artışın devam etmesi halinde yılı yine 1 milyar doların üzerinde ihracatla kapatırız” diye konuştu.
Sektörün 2020 yılı ihracatına ilişkin en yeni bilgileri de paylaşan Sagun, “En fazla ihraç ettiğimiz Çipura, Levrek ve Alabalık’ta birinci pazarımız AB ülkeleri olurken, Mavi Yüzgeçli Orkinos’ta ise Japon pazarında söz sahibiyiz. Yerli ve milli kavramı tam olarak da bizim sektörümüzü anlatıyor. İthal girdi kullanmadan tamamen yerli kaynaklarımızla çalışıyoruz. Türkiye toplam ihracatının kilogram birim fiyatı ortalama 1.5 doların altında iken, su ürünleri sektörü 6 dolara ulaştı. Yüksek teknolojimiz, modern tesislerimiz, ürün kalitemiz ve markalarımız ile katma değerimiz sürekli artıyor. Bu hem ülke hem de sektör açısından sevindirici” dedi.
Türkiye’nin en önemli ihraç ürünlerinden olan Orkinos’ta da sevindirici gelişmeler Yaşanıyor. Akdeniz’de orkinos avlanma kotasının iki yılda bir belirli kademelerle artmasına karşın, halen diğer ülkelerden daha az olmasından yakınan Sagun, “Bu Türkiye’nin AB ülkeleri ile çok rahat rekabet edebilecek güçte olmasından kaynaklanıyor. Pastadan en fazla pay alan AB ülkeleri hem bu hem de politik nedenlerle ülkemizin hak ettiği kota miktarına ulaşmasını engellemeye çalışıyor. Bizler de bu açığı bölgedeki başka ülkelerin kotalarını satın alarak kapatıyorduk. Ülkemizin Libya Hükümeti ile imzaladığı anlaşma, orkinos avcılığı konusunda da Türk balıkçılarının önünde bir kapı açtı. Artık bölgede daha rahat bir şekilde avlanacağız” diye konuştu.
Işıkla avlanmaya yasak getirilmesini destekledi
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yasadışı avcılıkla mücadelede için ışıkla avlanmaya getirdiği yasağa destek veren TİM Sektörler Konseyi Üyesi Ahmet Tuncay Sagun, caydırıcı olması için denetimlerin de sıklaştırılmasını istedi. Bunun yanında avlanan ya da üretilen su ürünlerinin kayıt altına alınması ve izlenebilirliğine yönelik düzenlemeler gibi konularda da düzenlemeler gerektiğini vurgulayan Sagun, “Öncelikle su ürünleri kaynaklarımızın sürdürülebilirliğini sağlayacak; sektörün, ihracatçıların, üniversitelerin görüş ve önerileri dikkate alınarak hazırlanmış bir su ürünleri kanunu sektörün tüm sorunlarına çözüm olacağı gibi, ihracatımıza da çok olumlu yansıyacaktır” şeklinde konuştu.