TURİZM YÜZYILI PROJESİ BURDUR’DAN BAŞLADI
Burdur; TÜRSAB'ın "Turizm Yüzyılı" projesiyle daha da ön plana çıkacak
TOURISM EXCLUSIVE
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) Başkanı Firuz B. Bağlıkaya'nın liderliğinde, Türkiye'nin turizm potansiyelini yeniden yapılandırmak ve ülke geneline yaymak amacıyla başlatılan "Turizm Yüzyılı" projesi, Burdur'dan yola çıkarak Türk turizminin yeni bir dönemine işaret ediyor. Akdeniz'in güzel iklimi ve doğasıyla zenginleşen, yüzyıllar boyunca farklı uygarlıklara ev sahipliği yapmış olan Burdur, bu projenin pilot il olarak seçilmesiyle, Türkiye'nin dört bir yanına turizmin yayılması hedefine öncülük ediyor.
Burdur, tarihi antik kentleri, gölleri ve folklorik özellikleriyle zaten turizm açısından önemli bir değere sahipken, TÜRSAB'ın "Turizm Yüzyılı" projesiyle daha da ön plana çıkıyor. Projenin ikinci toplantısında, basın mensupları ile bir araya gelen Bağlıkaya, Burdur'un güzelliklerini ülke gündemine taşıma ve turizmin geleceği için önemli adımlar atma hedefini vurguladı. Turizmin ekonomik büyümeye ve istihdama sağladığı katkılar artık herkesçe bilinen bir gerçekken, bu projeyle birlikte Türkiye'nin turizmdeki sıkışmışlığını aşması ve henüz tam anlamıyla keşfedilmemiş destinasyonlarını en verimli şekilde değerlendirmesi amaçlanıyor."Turizm Yüzyılı" projesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Türkiye Yüzyılı" vizyonu doğrultusunda ilerleyerek, ülke turizmine yeni bir soluk getirme niyetinde. Bu proje kapsamında, Burdur Valisi Tülay BAYDAR BİLGİHAN'ün de belirttiği gibi, kısa ve orta vadede önemli bir turizm kenti olma hedefi bulunuyor. Burdur Valisi Tülay BAYDAR BİLGİHAN', turizm atılımlarını gerçekleştirmek için bir yol haritası ve eylem planı hazırlama sürecinin altını çizdi.
Burdur'un bu yeni dönemde, gastronomi, spor ve eko turizm alanlarında gösterdiği potansiyel, TÜRSAB tarafından yapılan Arama Konferansı ve çalıştaylarla daha da belirginleşti. Turizm hareketliliğinin oluşması için seyahat acentalarının hayati önemi olan bu süreçte, Burdur'un turizmdeki yeri ve önemi, projenin başarısı için kritik bir rol oynuyor. "Turizm Yüzyılı" projesi, Türkiye'nin turizm pastasından daha fazla pay almasını sağlamak ve uluslararası rekabette öne çıkmasını hedefliyor.
Bu vizyoner yaklaşım, Türkiye'nin sadece belirli şehirlerine ve mevsimlerine sıkışmış turizm anlayışını genişleterek, 81 ilin turizmde hak ettiği değeri görmesini amaçlıyor. Proje, sloganlarla değil, somut projeler ve işler üreterek turizmin sıkışmışlıktan kurtulmasını ve ülke geneline yayılmasını hedefliyor.Burdur, "Turizm Yüzyılı" projesinin ilk durağı olarak, Türkiye'nin turizmdeki yeni yüzünü şekillendirecek ve ülkenin dört bir yanındaki turizm potansiyelini ortaya çıkaracak. Bu proje, Türkiye'nin turizmdeki geleceğini yeniden tanımlayacak ve dünya turizm sahnesinde Türkiye'nin konumunu güçlendirecek bir adım olarak görülüyor.
BURDUR'UN TURİZM POTANSİYELİ VE KÜLTÜREL DEĞERLERİNİN ÖNEMİ
DEİK Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu Yönetim ve İcra Kurulu Başkanı Nail Olpak, Burdur'un yetiştirdiği değerli bir iş insanı ve lider olarak doğduğu şehirde turizmcilere karşı bir konuşma gerçekleştirdi. Burdur'un kendi topraklarından yetişen ve Türkiye'nin dış ekonomik ilişkilerinde önemli bir rol oynayan Olpak, hem kendi şehrine hem de ülkesine hizmet etme konusunda büyük bir tutkuyla hareket ediyor. "Doğduğum şehre hizmet etmek bizim borcumuzdur," diyen Olpak, TÜRSAB Turizm Yüzyılı projesi kapsamında Burdur'da yaptığı bir konuşmada, "Bu şehrin bize kazandırdıklarını şimdi ödeme zamanıdır," ifadelerini kullandı.Burdur, Türkiye'nin güneybatısında yer alan ve zengin tarihi dokusu, doğal güzellikleri ve kültürel mirası ile dikkat çeken bir şehirdir. Burdur'un turizm potansiyeli, antik kentleri, gölleri, dağları ve doğal yaşam alanlarıyla adeta bir cennet olarak nitelendirilebilir. Şehrin tarihi, Neolitik döneme kadar uzanmakta ve birçok farklı medeniyetin izlerini taşımaktadır. Burdur, Sagalassos, Kibyra ve Milyos gibi önemli antik kent kalıntılarına ev sahipliği yapmakta, bu da şehrin tarihi zenginliğini gözler önüne sermektedir.Turizm, Burdur için önemli bir ekonomik fırsat sunmaktadır. Özellikle kültürel turizm, ekoturizm, spor turizmi, kamp ve karavan turizmi, yayla turizmi, mağara turizmi, agroturizm ve kuş gözlemciliği gibi alternatif turizm imkanları, Burdur'un turizm pastasından daha fazla pay almasını hedefleyen çalışmaların odağında yer almaktadır. Bu çeşitlilik, şehrin sadece yerli turistler için değil, aynı zamanda yurt dışından gelen ziyaretçiler için de cazip bir destinasyon olmasını sağlamaktadır.
Burdur'un turizmdeki bu potansiyelini öne çıkarmak ve daha fazla kişinin şehri keşfetmesini sağlamak için yerel değerlerin ve kültürel mirasın korunması ve tanıtılması büyük önem taşımaktadır. Salda Gölü gibi doğal güzelliklerin yanı sıra, lavanta bahçeleri, İnsuyu Mağarası ve tarihi Saat Kulesi gibi yerler, şehrin turistik cazibesini artıran unsurlardır. Ayrıca, Burdur'un leziz yemekleri, şifalı suları, folkloru ve müziği, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunmaktadır.Burdur'un turizm stratejisi, sürdürülebilirlik ilkesine dayanmalı ve doğal kaynakların korunmasını, yerel halkın katılımını ve ekonomik kalkınmayı desteklemelidir. Bu, hem şehrin doğal ve kültürel varlıklarını koruyacak hem de turizmin getirdiği ekonomik faydaları maksimize edecektir. Yerel halkın turizm faaliyetlerine aktif olarak katılımı, şehrin otantik ve yerel karakterinin korunmasına katkıda bulunacaktır.Burdur'un turizmdeki yükselişi, şehrin kendi değerleriyle hareket etmesi ve bu değerleri dünyaya tanıtması ile mümkün olacaktır. Bu süreçte, yerel yönetimler, turizm profesyonelleri, yerel halk ve ziyaretçiler arasında iş birliği ve diyalogun teşvik edilmesi, şehrin turizm potansiyelini en iyi şekilde değerlendirmesine olanak tanıyacaktır. Burdur, tarihi ve doğal güzellikleriyle, ziyaretçilerine eşsiz bir keşif ve deneyim vaat ediyor.
TÜRSAB Hukuk Başdanışmanı ve Boğaziçi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Öğretim Görevlisi Av. İlker Ünsever, Turizm, romantizm ve akademik tanımların ötesinde, ekonomik bir güç olarak dünyanın dört bir yanında etkisini gösteriyor. Özellikle Türkiye gibi zengin kültürel mirasa ve doğal güzelliklere sahip ülkeler için turizm, sadece ekonomik kalkınmanın bir motoru değil, aynı zamanda çevre koruma ve barışın tesisi gibi sosyolojik yönleriyle de ön plana çıkıyor. TÜRSAB Hukuk Başdanışmanı ve Boğaziçi Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Öğretim Görevlisi Av. İlker Ünsever'in vurguladığı gibi, turizm yüzyılında, bu sektörün sürdürülebilir ve adil bir şekilde gelişmesi, yerel değerlere saygı gösterilmesi ve gelirin adil bir şekilde dağıtılması gerekiyor.
Türkiye'nin turizm potansiyelini 12 aya yayarak ve tüm ülkeyi kapsayacak şekilde değerlendirmesi, sektörün geleceği için hayati önem taşıyor. Bu, hem yerel ekonomilerin canlanmasına katkı sağlayacak hem de turizmin çeşitlendirilmesine olanak tanıyacak. Burdur'un seçilmesi ise bu vizyonun bir parçası olarak görülebilir. Burdur, tarihi ve doğal güzellikleriyle dikkat çeken, korunması ve geliştirilmesi gereken bir bölge olarak öne çıkıyor. Gelişme ve koruma arasındaki dengeyi sağlamak, bölgenin sürdürülebilir turizm stratejisinin temel taşlarından biri olmalıdır.Turizmin değişen yüzü, hızla gelişen teknoloji ve değişen tüketici beklentileriyle birlikte, Türkiye'nin turizm stratejisini yeniden şekillendirmesini gerektiriyor. Geleceğin turizmi, sadece deniz, kum, güneş üçlemesinin ötesine geçerek, kültürel, tarihi ve doğal zenginlikleri ön plana çıkaracak şekilde tasarlanmalıdır. Bu, Türkiye'nin dünya turizm pazarında rekabetçi kalmasını sağlayacak ve aynı zamanda yerel toplulukların refahını artıracaktır.Turizm sektörünün geleceği, sadece ekonomik değil, aynı zamanda sosyal ve çevresel boyutlarıyla da ele alınmalıdır. Türkiye'nin bu alandaki potansiyelini tam anlamıyla değerlendirebilmesi için, sürdürülebilir turizm anlayışını benimsemesi ve uygulaması gerekmektedir. Bu, hem ülkenin hem de dünyanın geleceği için faydalı olacaktır.
BURDUR: TÜRKİYE'NİN SAKİN ŞEHRİ
Burdur Valisi Tülay BAYDAR BİLGİHAN, Burdur, Türkiye'nin güneybatısında yer alan ve zengin tarihi, doğal güzellikleri ve huzurlu yaşam tarzı ile bilinen bir şehirdir. Burdur Valisi Tülay Baydar Bilgihan'ın göreve başlamasıyla birlikte, şehrin turizm potansiyelinin daha da artırılması ve bu sürecin paydaşlarla birlikte yürütülmesi hedeflenmektedir. Vali Bilgihan, Burdur'un tarihi ve kültürel zenginliklerini yeni yeni keşfetmekte ve bu keşif sürecinde şehrin sakin şehir (City Slow) konseptine uygun bir yaşam sunduğunu vurgulamaktadır.
Burdur, "göller yöresi", "güller yöresi" ve "lavanta diyarı" gibi isimlerle anılmakta ve bu isimler şehrin doğal ve kültürel çeşitliliğini yansıtmaktadır. Tarımsal potansiyeli, hayvancılıkta özgün varlıkları, endemik bitkileri ve ekolojik dengesi ile Burdur, hem yerel halk hem de ziyaretçiler için cazip bir destinasyon olma potansiyeline sahiptir.Vali Bilgihan, şehrin tarihi geçmişinin Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine kadar uzandığını ve bu zengin tarihin, şehrin her köşesinde hissedilebildiğini belirtmektedir. Ayrıca, Burdur'un kültürel ve tarihi haritasının, şehrin büyüklüğüne kıyasla oldukça zengin olduğunu ve bu durumun, şehrin turizm açısından önemli bir avantaj olduğunu ifade etmektedir.
Burdur'un işlenmeye hazır bir potansiyele sahip olduğunu ve doğru adımlarla planlanan çalışmaların şehre büyük katkılar sağlayacağını düşünen Vali Bilgihan, Burdur'da yaşamanın ve dinlenmenin keyfini çıkaran biri olarak, şehrin sıcakkanlı insanları ve misafirperverliği ile kendini şanslı hissettiğini dile getirmektedir.Vali Bilgihan'ın Burdur'a olan bu ilgisi ve şehrin turizm potansiyelini artırma yönündeki çalışmaları, hem yerel halkın hem de şehri ziyaret eden turistlerin takdirini kazanmıştır. Burdur, tarihi ve doğal güzellikleriyle, sakin ve huzurlu atmosferiyle, ziyaretçilerine unutulmaz anlar yaşatmaya devam edecektir.
